Şu günlerde emlakta herkes bir yol arıyor. Benim önereceğim yolu ilk kez burada paylaşıyorum. Umarım sahiplenilir ve uygulanır. İzlemeniz gereken yol altı harfli mucizevi bir kelime. Şefkat. “Şefkat, bizden acıyı fark etmemizi, acı yollarında yürümemizi; kalp kırıklığını, korkuyu, karmaşayı ve ıstırabı paylaşmamızı ister.” der Doç.Dr. Zümra Atalay Şefkat isimli başucu kitabında… Ne harika bir tasvir…

Emlakta mevcut müşterilerimiz, potansiyel müşterilerimiz, dostlarımız, komşularımız ve çevremizde kim varsa her birine şefkat göstermenin tek doğru yol olduğu günlerdeyiz. İnsanlar korku, panik içinde, karmaşa var, ıstırap dolular, acı çekiyorlar… Evrensel bir salgın korku ve panik halini giderek derinleştiriyor. En temel ihtiyaçlara odaklanılmış durumda. Ancak ekmek, suyun ötesinde insanların asıl ihtiyaç duyduğu şey şefkat. Şu dönemde en doğru yaklaşım kesinlikle şefkat olmalı. Her şeyden evvel bu kadar bilinmezliğin olduğu bir dönemde, sadece nasıl kazanç sağlarım? sorusuna odaklanmak yerine insanlık olarak birlikte bu süreçten nasıl geçeriz? sorusunu sormak gerekir. İletişimde olduğumuz insanları daha sık aramamız, ilgilenmemiz ve bunu tüm samimiyetimizle bunu yapmamız en büyük kazanç. Çünkü bugün onların bize ihtiyacı var. Geçmişte bizim onlara ihtiyacımız vardı ve bizimle çalışarak yanımızda oldular. Salgın bittiğinde, her şey yoluna girip emlak ihtiyaçları oluştuğunda bize ihtiyaçları olacak. Ancak bu beklentiyle yapmayacağız bunu elbette, insani bir yaklaşım bu. Ancak şunu bilmeliyiz ki zor zamanında sizden şefkat gören bir kişi, emin olun zor zamanınızda size şefkat gösterecektir. Bizim toplumumuzun en güzel yanlarından biridir bu. Şu dönemde bir mevcut müşterinize ‘bir ihtiyacınız varsa size yardımcı olurum, market alışverişi, eczaneden ilaç gibi ne olursa’ dersiniz, ‘yok çok teşekkür ederim’ der ihtiyacı olsa bile ama yardım edilecek biri var deseniz hemen koşar yardıma😊

Bugünün tek doğru yolu şefkattir. Karşılık beklemeden, samimiyetle… ‘Şu dönemde mucizevi bir yol arıyorsanız, şefkat göstermeye odaklanın.’

Sevgilerimle,

Hilmi Işıkören